PSYCHO/ SAPIK

    1960 yapımı korku ve gerilim filmi Sapık, Alfred Hitchcock’un başyapıtı olarak kabul edilir. Marion ve sevgilisi Sam evlenmek isterler fakat yeterli paraları yoktur. Marion bir bankada çalışmaktadır ve yaşadığı hayattan mutsuz olan bir kadındır. Birgün birikmiş 40 bin dolar nakit parası olan bir adam bankaya gelir. Patronu bu parayı Marion’a verir ve bankaya yatırmasını ister. Genç kadın sevgilisini terkeder ve parayı alarak çalıntı bir araya yola çıkar. Yolda şüpheli davranışları bir polisin dikkatini çeker ve onu takip etmeye başlar. Çok yağmurlu bir gecede, geceyi geçirmek için yol kenarında olan motele gelir. Ana yol başka bir tarafa taşındığı için motel sapa bir köşede kalmıştır ve işleri eskisi gibi değildir.

      Nadiren müşteri gelen motelin sahibi Norman Bates büyük bir konakta yaşlı ve hasta annesiyle beraber yaşamaktadır. Norman ile muhabbet etmeye başlayan Marion, genç adamın annesinin çok zor bir olduğunu görür. Sürekli gençle kavga etmektedir. Norman’ın ölü ve doldurulmuş kuşlara olan merakı kadına oldukça ilginç gelir.  Odasına geçtikten sonra duş almak için banyoya girer. Bu sırada yaşlı kadın elinde bir bıçakla gelerek genç kadını defalarca bıçaklayarak öldürür. Durumu farkeden Norman soğukkanlı tavırlarla banyodaki kanları temizler. Genç kadının cesedini kucağına alır ve eşyaları ile birlikte kadının arabasının bagajına koyar. Arabayı yakınlarda bulunan bir göle sürer ve çamurlu göl arabayla birlikte kadının cesedini yutar. Böylece bütün delilleri ortadan kaldırmış olur.

     Kaybolan kadının izi sürmek ve parayı bulmak için bir sigorta müfettişi tutulur. Müfettiş araştırmaları sonucu motele gelir ve Norman’ı sorguya çeker.  Norman müfettişin annesiyle tanışma isteğini ısrarla reddince kuşkuları artar ve eve gizlice girmeye karar verir. Eve girdiği anda yaşlı kadın tekrar ortaya çıkarak müfettişi bıçaklayarak öldürür.

    Bu sırada genç kadının ablası ve sevgilisi de olayın izini sürmeye başlamıştır. Müfettişin ortadan kaybolmasıyla şüpheleri gittikçe artar. Kasabanın şefiyle görüşürler ve Norman’ın annesinin yıllar önce öldüğünü öğrenirler. Bunun üzerine Norman’ı ve evini daha iyi araştırabilmek için motele gelirler. Evli, normal bir çift gibi davranarak bir oda kiralarlar. Sevgilisi Norman’ı oyalarken ablası gizlice eve girerek yaşlı kadının izini sürmeye çalışır.

   Mücadelenin sonunda Norman’ın çift kişilik taşıyan şizofren hastası bir genç olduğu ortaya çıkar. Yıllar önce ölen annesinin yokluğunu kabullenememiştir. 2. Kişiliği ölmüş annesini temsil eder. Onun gibi giyinir ve onun gibi konuşur. İnsanları öldürmeye meyilli olan bir karakteri vardır.

     RİTÜEL

Ritüel, genç bir kadının ve onun erkek arkadaşının İsveç'te yerel bir pagan kültürünün avı haline gelene kadar geçirdikleri yolculuğu anlatıyor. Geleneksel Midsommar festivaline katılmak isteyen Dani ve Christian, üniversiteden arkadaşları ile birlikte İsveç’e doğru yola koyulur. İlişkilerinin üzerinde kara bulutlar dolaşan çift, İsveç’in köyünde gerçekleştirecekleri bu tatili ilişkilerini kurtarmak için son şans olarak görür. Çılgın tatillerini geçirecekleri mekanı gören gençler, yemyeşil cennete benzeyen mekanı fazlasıyla sever. Ancak bir süre sonra yerel kutlamaların ve pagan ritüellerinin yapıldığı bu yerin pek de düşündükleri kadar masum olmadığını anlarlar. 90 yılda bir düzenlenen gizli bir ayine katılan gençler, kendilerini korku labirentinin içinde bulur.

Kill List tarzı olan yapımın yönetmen koltuğunda Sundance ve South by Southwest film festivallerinde boy gösteren ve eleştirmenler tarafından büyük bir coşkuyla karşılanan "Ayin"in yönetmeni Ari Aster oturuyor. Filmin başrollerinde Lady Macbeth ile yıldızı parlayan Florence Pugh, Detroit'in yıldızları Jack Reynor ve Will Poulter'a ek olarak William Jackson Harper yer alıyor.

Yüzyılın Fırtınası

Korku sizi fırtınayla alacak!

Kapınızı kilitleyin,ışıkları kontrol edin ve yanınıza ihtiyacınız olan herşeyi alın.Yüzyılın Fırtınası geliyor.Gerilimi tahmin edin! Stephen King bir kere daha hayranlarını,şiddetli bir hava akımını ve ondan daha şiddetli bir varlık kuşatılmış küçük Maine adası halkının yaşadığı soğuk ve dehşetin hikayesi bu başarılı Tv uyarlamasıyla sizi en uç noktalara doğru yolculuğa çıkartıyor.Tabiat ana en büyük vurgunu Maine adasına yaparken,fırtınayla birlikte gelen bir iblis büyük bir istek ve talapte bulunuyor.'Bana istediğimi verirsen,ben de giderim.'Ama bu alçak gücün istediği hiçbir insanoğlu tarafından yapılabilecek birşey değildir.